Aksu Mağarası | Düzce | 29-30 Ekim 2011
İTÜMAK Aksu gezisi sabah saat 6:30 kulüp odasında gözümüzü açarak başladı. Olmayan yağmur ile gezi tanımımız ” Yağmur vururken cama çıktık yine yola, bıraktık Serhat’ı tek başına” oldu. Birlikte yaşam ve birbirinin eksikliğini kapatma, ekip olarak bütün hissetmek duygusunu bu gezide de yaşadık.Kızların yemeği yapmak için çırpınırken bir erkeğin (Erdi) inatla, hatta zorla (cebren ve hile ile) yemeği yapması itiraf edelim tuhaf geldi. Koca tencerelere yapılan menemen , puding, mantar…Emeği geçenlerin ellerine sağlık , afiyetle yedik! Özellikle Adanalı Volkan sayesinde bayağı doyduk. Ne bulduysak közledik, kaşarladık. Gezinin bombası ise ateşte kızartılmış marshmallow oldu.Özgün’ün de dediği gibi ” Ne komik bir şey bu olum ” 🙂
Mağaraya gelirsek girişten ip yardımıyla tırmanılıp, bir süre sonra yatayda takıl-geç yapıp, düz ayak ya da küçük tırmanışlar şeklinde devam ediyordu. Mağara içinde sürekli devam eden ama şansımıza normalin altında bir debiye sahip su akışı, kayaçların kayganlığı, damla taşlar, derin cadı kazanları içeride eğlenceli parkurlar oluşmasını sağlamış. Çok eğlendik çok:) İpe ilk kez girenler için işin ciddiyeti ve malzeme güveni konusunda iyi çıkarımlar alınabilecek ortam mevcuttu ve bize öyle geldi ki mağaranın girişi çıkışından daha kolaydı. Bunun nedeninin dönüşte görüş kısıtlığından kaynaklandığını düşünüyoruz. Kayaç altındaki küçük çentikleri görmeyişimiz çoğu zaman tırmandığımız yeri inmede zorlanmamıza neden oldu. Son olarak bizim gidebildiğimiz kadarıyla mağara galeri ve sifon ile son buluyordu. Lakin bize Aksu’da eşlik eden Sencer ile ASPEG ekibinin Özgün’le beraber yaptığı dalış çalışmaları gösterdi ki bu mağaranın daha yolu var. Yani yarasalar, bir başka bahara Aksu’da görüşmek üzere…
Melike Ocakdan